Pandemiden
sonra sektörden ciddi kaçışlar olduğunu belirten Mehmet İşler,kalifiye değil
standart iş gücünü bile zor bulduklarını söyledi. Mehmet İşler ; “Türkiye
turizmi bu yıl 60 milyon turist 60 milyar dolar gelir hedefiyle koşuyor. Ancak
bu hedefe koşarken sektörün önünde ciddi bir problem var. Turizm sektörünün
sürdürülebilirliği 12 ay hizmet vermemesinden ve turizmin 12 aya
yayılmamasından dolayı handikaplarla dolu. Pandemiden sonra sektörden ciddi
kaçışlar oldu.Bu kaçışlar sonrası kat hizmetleri, servis, yiyecek içecek ve
mutfak departmanlarında kalifiye eleman bulmakta çok zorlanıyoruz. Hatta
kalifiye olmayan standart işgücünü bile bulmakta son derece zorlanıyoruz. 2030
yılında 100 milyon turist 100 milyar dolar hedefimiz var. Türk turizmi bu
hedefe ve gelecek yıllarda turist sayısını arttırarak yeni rekorlara
koşmak istiyorsa, bu alanlardaki işgücü sorununu çözmesi gerekir.
Çünkü sektördeki iş gücü sürekli yan sektörlere kaçmaktadır.
Türkiye’nin şu anda ekonomisini ayakta tutan, en büyük döviz girdisini
sağlayan, ülkenin bacasız sanayisi turizm sektöründeki bu iş gücü
kaybı, ağırlayacağımız turist sayısına ve elde edeceğimiz girdi rakamlarının
büyümesine engel teşkil edecek oranlara ulaştı.”
ÇÖZÜM
ÖNERİLERİMİZ
Çözüm
için sektör olarak üç madde öneriyoruz. 1. 12 Eylül darbesi öncesi
Türkiye’de turizm sektöründe çalışanlar maaş artı puanlama usulüyle prim
alıyorlardı. Bu primde vergiden muaf oluyordu. Bu sistem tekrar yürürlüğe
konmalı, yeme içme, konaklama,servis ve hizmet bedellerine yansıtılarak,
çalışanın gelir seviyesi sektördeki perfrormansına paralel olarak artmalıdır.
Kısaca çalışanlara maaş artı prim uygulaması getirilmeli. Primden vergi
alınmamalı. Direkt çalışanların maaşına puanlama olarak yansıtılmalıdır.
2.Eğitim kurumlarımızda ve Üniversitelerde sadece beyaz yakalı dediğimz
masa başı personel değil özellikle ara eleman yetiştirilmesine önem
verilmelidir. Eğitim politikaları bu yönde güncellenmelidir. 3. Ara
eleman sıkıntısının had safhada olduğu bu dönemde geçici olarak yurtdışından
işgücü temini yoluna gidilmelidir. Orta Asya ve Afrika ülkelerinden, yabancı
dil bilen kalifiye elemanların transfer edilmesi geçici ve acil bir çözüm
olarak düşünülmelidir. Bunlar devletler arası bir anlaşmayla, bir takım yeni
muafiyetler sağlanarak, 6-7 ay süreli iş sözleşmeleriyle, vize verme yolu
ve çalışma zorunluluğu koşuluyla protokole bağlanırsa mevcut işgücü açığımızı
kapatabiliriz. “
KENDİ
İNSANIMIZLA ÇALIŞMAK İSTİYORUZ
Biz
aslında işsizlik oranlarının oldukça yüksek olduğu ülkemizde kendi insanımızla
çalışmak istiyoruz. Ama insanlarımız turizm sektörümüzün saydığım üç
departmanında çalışmaktan uzaklaşıyorlar. Daha çok kargo ve getir götür
şirketlerinde yarı zamanlı (part time) çalışmayı tercih ediyorlar.
TURİZM
SEKTÖRÜ MUHTEŞEM GİDİYOR
Turizm
sektörü muhteşem gidiyor. Krizlere rağmen büyüyor. 60 milyonu yakaladık. Seneye
65, öbür seneye 75 derken 2030’da 100 milyona ulaşacağız. Turist sayımız
artarken çalışan sayımız artmıyor. Dile getirdiğimiz önlemler alınmazsa
maalesef turizm sektörü bu sayıda turiste hizmet verecek iş gücünü
bulamayacaktır. Bu makas her gün açılıyor. Turist sayısı artarken ara
eleman sayısı ters yönde azalıyor. Bunun önlemini şimdiden almamız
gerekiyor. Hükümetimiz ve Kültür ve Turizm Bakanlığımız’dan ara eleman ihtiyacını
gidermeye yönelik önlemleri almaya başlamalarını talep ediyoruz. Aksi
takdirde hedeflediğimiz turist gelse bile ona hizmet verecek işgücümüz
olmayacak. Türk turizminin bir farkı olan Türk Misafirperverliğini, kaliteli
hizmeti veremeyeceğiz. Bu da çok ciddi bir gelir kaybı olarak Türkiye’nin
hanesine yazılacaktır.” dedi. (ETİK)
Login and/or register to view page statistics