Dahi liderin dahice tasarlanan son istiragahatgahı

“Ordu yok” dediler, "KURULUR" dedi. “Para yok” dediler, "BULUNUR" dedi. “Düşman çok” dediler, "YENİLİR" dedi. Her dediğini de gerçekleştirdi.

Tourexpi 11.11.2024 00:00 11.11.2024 00:00

Mücadelesi,

ilkeleri, devrimleri, hedefleri, söyledikleri ve hayata geçirdikleriyle sadece

Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük liderlerinden biri olarak gösterilen

ulusal bağımsızlığımızın mimarı, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin

kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bugün

aramızdan ayrılışının 86.’ncı yıldönümü.

Bir

10 Kasım’da daha Atamızın bizlere ve ülkemize kazandırdıklarının gururunu,

ancak acı kaybının burukluğu ve hüznünü yaşarken O’na olan inancımızı

tazeliyor, devrimlerine olan bağlılığımızı bir kez daha yineliyor, büyük bir

minnet, şükran, saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz.

MİLYONLARCA

YERLİ VE YABANCI ZİYARETÇİ

Milyonlarca

insan her 10 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da 57 yıllık ömrüne 11

savaş, 24 madalya, 7 nişan, 13 kitap, 1 ülke ve milyonlarca özgür

insan sığdıran çok sevdiklerini ‘Ataları’nı Ankara’daki anıtmezarının yer

aldığı Anıtkabir’deki mozolesinde ziyaret ederek, büyük bir özlem, sevgi saygı

ve minnetle anıp, Atatürk'e olan bağlılıklarını bir kez daha gösterdi.

Anıtkabir, 10 Kasım 1938'de Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yuman Ulu

Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara Etnografya Müzesi’ndeki geçici

kabrine yerleştirilen naaşının, 10 Kasım 1953 tarihinden bu yana son

ıstırahatgahı. 71 yıldır aralarında önemli devlet büyükleri ile ünlü isimlerin

de yer aldığı yerli ve yabancı milyonlarca insan adını dünyaya altın harflerle

yazdıran Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü kabri başında anmak için

Anıtkabir’i ziyaret ediyor.

GEÇEN

YIL 10 KASIM’DA 5 MİLYONUN ÜZERİNDE KİŞİ ATASI’NI ZİYARET ETTİ

Geçtiğimiz

yıl 10 Kasım’da, 5 milyon 769 bin kişi ellerinde Türk bayrakları ve

çiçeklerle, kalplerindeyse sonsuz Atatürk sevgisiyle dünya tarihine yön veren

‘Büyük Önder’in mozolesini ziyaret ederek, dua etmiş, minnet, özlem ve sevgiyle

anmış, saygı duruşunda bulunmuştu. Geçen yıl ayrıca Cumhuriyet’in kuruluşunun

100. Yıldönümü dolayısıyla 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda da, her yaştan ve her

kesimden, yurt içi ve yurt dışından 1 milyon 182 bin 425 kişi büyük bir sevgi

seliyle bu özel mekanı ziyaret etmiş, rekor kırılmıştı. Anıtkabir, bu yılki 29

Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda ise yine yoğun bir ziyaretçi akınına uğrayarak,

Türkiye’nin dört bir yanından gelen 745 bin 920 ziyaretçiyi ağırladı.

HER

TÜRK VATANDAŞININ MUTLAKA ZİYARET ETMEK İSTEDİĞİ YER

Türk

milletinin kalbinde; işgal altındaki ülkesini zor şartlar altında dahice

fikirleriyle ve uyguladığı stratejilerle yok olmaktan kurtarıp, yepyeni bir

devleti, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarak ulusuna armağan eden Atası’nın, apayrı

ve çok özel bir yeri olduğundan O’nun naaşının yer aldığı anıt mezarı da aynı

özel öneme sahip. İlkelerini benimseyen, idrak eden ve ışığıyla ilerleyen her

Türk vatandaşının derin bir sevgi duyduğu Atası’na minnet ve saygısını ifade

etmek için ömrü boyunca en az bir kez ziyaret etmek istediği Anıtkabir,

yalnızca aurası yüksek bir anıt değil aynı zamanda zengin bir tarih ve kültürel

miras alanı.

EĞER

VATAN SAVUNMASI İÇİN ŞART DEĞİLSE HER SAVAŞ BİR CİNAYETTİR

Türk

ulusunun milli kimliği ile bağımsızlık mücadelesini simgeleyen Anıtkabir’i

ziyaret edenler, yedi farklı işgalci devletten İstanbul’u, batı, güney, kuzey

ve doğudaki bölgeleri geri alan Atalarının huzurunda olmaktan büyük bir heyecan

duyarken aynı zamanda büyük bir duygu seli yaşarlar.

Yabancı

turistler ise dünya tarihine damga vurmuş Atatürk’ün ülkesi için verdiği

mücadele ile gerçekleştirdiği devrimlerinden etkilenirken, kişiliğine ve

vizyonuna hayranlık, liderliği, dehası, başarıları ve büyük devlet

adamlığına da saygı duyarak Anıtkabir’den ayrılırlar. Anıt kompleksi gezen

ziyaretçiler dünya tarihinde, bir asker olduğu halde mümkün olduğu kadar

savaşın dışında kalmak isteyen ve "Mutlaka şu ve bu sebepler için, milleti

savaşa sürüklemek taraftan değilim. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Gerçek

kanaatim şudur: Milleti savaşa götürünce vicdanımda azap duymamalıyım,

öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. Lakin millet

hayatı tehlikeye maruz kalmıyorsa savaş cinayettir.” diyebilen ve her zaman

barış yanlısı tek komutan olan Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün

liderliğinin ve vizyonunun izlerini sürerken, Milli Mücadele dönemine,

Cumhuriyet'in doğuşuna ve gelişimine tanıklık ederler.

750

BİN METREKARELİK ALANA KURULU

Rehber

Aygül Güntaş, Atatürk’ün 86. ölüm yıldönümü dolayısıyla ebedi ıstarahatgahı

Anıtkabir’i, Anıtkabir Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi Komutanı olarak görev

yapan yazar Albay Kasım Mehmet Teke ile tarih uzmanı Bora Öncü tarafından

kaleme alınan “Anıtkabir - Bir Veda Bir Başlangıç” kitabı başta olmak üzere

birçok tarihi kaynaktan edindiği bilgileri harmanlayarak okurlarımız için bu

özel mekanı tüm anlatmak istedikleri ve bütün birimleriyle anlattı.

Atatürk

inkılaplarını gelecek nesillere taşımak amacıyla tasarlanan Anıtkabir’in, 120

bin metrekaresinin ‘Anıt Blok’tan, 630 metrekaresinin de ‘Barış Parkı’ndan

oluşan 750 bin metrekarelik alana kurulduğunu belirten Güntaş, “Ulu Önder

Atatürk'ün anısına yapılan ve naaşını barındıran ulusal anıt ile müze kompleksi

olan Anıtkabir’in, ‘Anıt Blok’ kompleksinin mimari yapıları ‘Aslanlı Yol’,

‘Kuleler’, Tören Meydanı’ ve ‘Mozole’ olarak dört ana bölümden oluşuyor. Yapımı

9 yılda tamamlanan Anıtkabir’in her köşesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş

felsefesini, Atatürk’ün vizyonunu yansıtıyor. Rölyefler, heykeller, yazıtlar ve

müze kısmındaki detayların hepsi Atatürk'ün Milli Mücadele dönemindeki rolü ve

gerçekleştirdiği devrimleriyle ilgili hayatı düşünülerek tasarlanmış.” diye

konuştu.

PEK

ÇOK ÖZEL ANLAMLARLA YÜKLÜ

Rasattepe’de

eski bir Frig yerleşkesi üzerine kurulan Anıtkabir’in, heykellerinden

süslemelerine, kulelerinden rölyeflerine, sergilenenlerinden kompozisyonlarına

ve mimarisine dek pek çok özel anlamlarla yüklü olduğunu vurgulayan Güntaş,

sözlerine şöyle devam etti:

“Mozole

yani Anıt Mezar, yapıya anıtsal bir görünüm kazandıran sütunlarla çevrili.

Binaya çıkılan merdivenlerin sağında Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası sayılan

Sakarya Meydan Muharebesi konulu, solunda ise Mustafa Kemal Paşa tarafından

şahsen yönetilen Başkomutanlık Meydan Muharebesi konulu birer rölyef, ortasında

da Hitabet Kürsüsü yer alıyor.”

ALTIN

YALDIZLARLA YAZILI

“Mozele’nin

cephesinde ise altın yaldızlarla yazılmış Atatürk’ün “Türk Gençliğine Hitabesi”

ve Cumhuriyetin kuruluşunun 10. yıldönümünde söylemiş olduğu “Nutuk” yer

alıyor. Zemini ve duvarları renkli mermerlerle kaplı 17 metre yüksekliğindeki

Şeref Holü’nün 27 kirişten oluşan tavanı 16. ve 17. yüzyılların bereket, ok,

koçbaşı gibi figürlerin olduğu halı ve kilim desenlerinden oluşan mozaiklerle

süslü. Yan duvarlarında altışardan 12 adet bronz meşale bulunuyor.”

ZİYARETÇİLER

ATALARIYLA SEMBOLİK LAHİTTE BULUŞABİLİYOR

Rehber

Aygül Güntaş Mozole’nin içerisindeki ‘Şeref Holü’nde girişin tam karşısındaki

büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde Atatürk'ün Osmaniye'den getirilen 40

tonluk vişne renkli beyaz damarlı yekpare mermerden oluşan sembolik lahdinin

bulunduğunu belirterek, “Şeref Holü’ndeki bu bölüm Anıtkabir’de duygu selinin

en yoğun yaşandığı alan. Çünkü Ulu Önder Atatürk'ün Mozole’nin zemin katında

doğrudan doğruya toprağa kazılmış bir mezarda bulunan ‘Aziz Naaşı’nın yer

aldığı Mezar Odası ziyarete kapalı olduğundan ziyaretçiler gönüllerinde taht

kuran Atalarıyla buradaki ‘Sembolik Lahit’te buluşabiliyor, sevgi ve

özlemlerini burada ifade ediyor, saygı ve minnetlerini burada sunup, dualarını

da burada ediyorlar. Büyük Önder Atatürk, 1917 yılında arkadaşına yazdığı

mektupta "Ancak öldükten sonra dinlenebileceğim galiba” demiş. Bu nedenle

Anıtkabir projesinde ziyaretgah olarak mozole planlanmış. Cumhuriyetimiz’in

kurucusu Atatürk'ün mezarında rahat uyuması için Mezar Odası ziyarete kapalı.

Ancak ‘Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’ gezilirken Mezar Odası’nın önüne

gelindiğinde canlı yayın kamerasından bu özel Oda görebiliyor.”

DOĞDUĞU

EV’DEN, KORE’DEKİ TÜRK ŞEHİTLİĞİ’NE DEK

“Türk

milletinin kalbine gömdüğü Atası, sembolik lahtin altında Selçuklu-Osmanlı

kümbet mimarisine göre yapılmış sekizgen şeklindeki Mezar Odası’ndaki kırmızı

mermer sandukanın altında o dönemin bütün vilayetleri, Selanik’teki evi,

Kore’deki Türk şehitliği, KKTC ve Suriye’deki Türk toprağı sayılan Süleyman

Şah’ın mezarından getirilen toprakların harmanlandığı mezarda yatıyor. Kıble

yönündeki Sanduka’nın etrafındaki pirinç vazolarda da Türkiye'nin 81 ilinden,

KKTC ve Azerbaycan'dan getirilen topraklar bulunuyor. Büyük Atatürk böylelikle

son ıstırahatgahında gerçek anlamda vatan toprağıyla sarmalanmış şekilde

yatıyor.” diye konuştu.

ANITKABİR’İN

SİLUETİNE AYRI BİR DEĞER KATAN KULELER

Anıttepe

ve Tandoğan’dan iki girişi bulunan Anıtkabir'de, Milli değerleri temsil eden

isimler verilen ve Selçuklu çadır mimarisinin özelliklerini yansıtan bir

mimariyle yapılan 10 kulenin yer aldığını ifade eden Güntaş, kulelerle ilgili

şu yorumlarda bulundu:

“Simetri

gözetilerek yerleştirilen İstiklal Kulesi, Hürriyet Kulesi, Mehmetçik Kulesi,

Zafer Kulesi, Cumhuriyet Kulesi, Barış Kulesi, 23 Nisan Kulesi, Misak-ı Milli

Kulesi, İnkılap Kulesi ve Müdafaa-i Hukuk Kulesi isimleri verilen kuleler,

Anıtkabir’in siluetine ayrı bir değer katıyor. Ulusumuzun ve devletimizin

oluşumunda büyük tesirleri olan yüce kavramları temsil eden isimlerle

adlandırılan kulelerin iç duvarlarında, o kulenin ismiyle ilgili bir

kompozisyon, rölyef ve Atatürk'ün özlü sözlerine yer verilen yazı bordürleri

bulunuyor. İçlerinde de adını aldıkları kuleyle özdeşleşen objeler

sergileniyor.”

ATATÜRK

VE KURTULUŞ SAVAŞI MÜZESİ

262

metre uzunluğundaki Aslanlı Yol'dan başlayan Anıtkabir'de Atatürk'ün aziz

naaşının yer aldığı Mozole, anıtsal heykeller, aslanlı yol, tören meydanı,

kuleler ve müze galerileri başta olmak üzere ziyaret edilmesi gereken birçok

nokta bulunduğuna dikkat çeken Güntaş, “Misak-ı Milli, İnkılap, Cumhuriyet ve

Müdafa-i Hukuk Kuleleri’nde yer alan ve 5 bin 200 metrekarelik sergi alanına

sahip ‘Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’ de bunlardan biri. Farklı sergileme

teknikleri kullanılan Müze, Atatürk’ün çocukluk yıllarından başlayarak askerlik

kariyerini, Kurtuluş Savaşı dönemini, Cumhuriyet'in ilanı ve sonrasındaki

devrimler dönemine kadar olan hayatıyla başarılarını detaylı ve çarpıcı şekilde

sunar. Atatürk'ün özel hayatını yansıtan pek çok nadide parçaya ev sahipliği

yapan Müze, Büyük Önder’in liderliğinde gerçekleşen önemli olayları ve

kararları anlatan belgeler ve fotoğraflarla zenginleştirilmiş sergi alanına

sahip.” dedi.

BASTON

ŞEKLİNDEKİ ÖZEL SİLAHI, MADALYALARI, KULLANDIĞI EŞYALARI

Dört

ana bölümden oluşan Müze’nin ilk bölümünde Atatürk'ün kullandığı eşyalar ile

yabancı devlet adamlarınca hediye edilen eşyaların teşhir edildiğini vurgulayan

Güntaş, müzenin tüm bölümleri ve bu alanlarda sergilenen objelerle ilgili şu

bilgileri verdi:

“Atatürk’ün

Osmanlıca ve harf inkılabı sonrası Latin alfabeyle basılmış iki nüfus cüzdanı,

imza kaşeleri, göğsünde taşımayı en çok sevdiği madalyalardan biri olan 1917’de

Sultan 5. Mehmet Reşat’ın verdiği Altın İmtiyaz Madalyası, Sovyet Mareşali

Voroshilov ve İran Şahı Pehlevi’nin hediye ettiği değerli taşlarla süslü

kılıçları, İş Bankası’nın kuruluşunun onuncu yıldönümünde, altın, gümüş ve

pırlantadan yapılmış ve Atatürk’e hediye edilmiş saat ile ince bir zevkin ürünü

olan diğer saatleri, manevi kızları Sabiha Gökçen, Afet İnan ve Rukiye Erkin

tarafından Anıtkabir’e bağışlanan Atatürk’ün kullandığı eşyaları, hem baston

hem de tüfek olarak kullanılabilen baston şeklindeki özel silahı, tabancaları,

birçok kral, prens ve generalin Atatürk’e hediye ettikleri fotoğraflar, kağıt

para, Kuran-ı Kerim, pipoları, mazbataları, Samsun’a çıktığında halk tarafından

hediye edilen anahtar, dolmakalemler, not defterleri, sikkeler, mühürleri,

cüzdanları, madalya, nişan ve ödülleri müzenin girişi ve ilk bölümü olan Misak-ı

Milli Kulesi ile İnkılap Kuleleri arasında sergilenen dikkat çekici parçalar

arasında.”

ATATÜRK’ÜN

KIYAFETLERİ

“Müze’nin

ilk bölümünün devamında Atatürk’ün kıyafetleri, ayakkabıları, bastonları,

tuvalet takımları, mareşal üniforması, sağlığında kullandığı kondisyon

aleti, makam aracında taşıdığı Cumhurbaşkanlığı Forsu ile Hatay Cumhuriyeti

için kendisinin dizayn ettiği orijinal bayrak sergileniyor. Bu kulede yer alan

kabartmada çöken Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarını sembolize eden zayıf

bir elin tuttuğu sönük bir meşale ile yeni Türk Devleti’ni simgeleyen güçlü bir

elin tuttuğu ışıklar saçan bir meşale Atatürk Devrimleri’ni temsil ediyor.”

KABARTMALAR,

MAKETLER, BÜSTLER VE FOTOĞRAFLAR MİLLİ MÜCADELE’NİN DÖNÜM NOKTALARI

“Müze’nin

ikinci bölümü Mozole’nin altında devam ediyor. Çanakkale Savaşı, Sakarya Meydan

Muharebesi ve Büyük Taarruz ile Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ni

konu alan üç büyük panorama bu bölümün en can alıcı noktası. Üç boyutlu bir

etkiye büründürülen panoramalar, her biri ayrı ayrı savaş cephelerinde asker,

top, tüfek maketleriyle, ses ve ışıklandırmalarla canlandırılarak kurtuluşa ve

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda yaşanan güçlükler ziyaretçilere

yaşatılmaya çalışılıyor. Bu bölümde ayrıca Büyük Önderimiz Atatürk başta olmak

üzere Kurtuluş Savaşı’na katılan komutanlardan bazılarının portreleri ile

Kurtuluş Savaşı’nın çeşitli anlarının resmedildiği büyük boyutlu yağlı boya

tablolar sergileniyor.”

MİLLİ

MÜCADELE VE DEVRİMLERİN ANLATILDIĞI GALERİLER

“Bu

bölümün devamındaki Üçüncü Bölüm’de ise Milli Mücadele ve Devrimlerin

anlatıldığı galeriler ile Büyük Önder Atatürk’ün Mezar Odası bulunuyor. 18

galerinin yer aldığı tematik sergi alanlarında; 1919 - 1938 yılları arasında

Atatürk dönemine ilişkin olaylar kabartmalar, maketler, büstler ve

fotoğraflarla Türkçe ve İngilizce açıklamalarla anlatılıyor. Yaklaşık iki bin

fotoğrafın sergilendiği bu galerilerde, Türk yurdunun paylaşılması, ulusun

uyanışı, Kurtuluş Savaşı evreleri ve zaferden sonra modern Türkiye’nin doğuşunu

hazırlayan inkılaplara yer veriliyor. Atatürk ve Kurtuluş Savaşı'na katılan

komutanlardan bazılarının portreleri ile savaşın çeşitli anlarının resmedildiği

büyük boyutlu yağlı boya tablolar ile Atatürk'ün Cumhuriyet ile ilgili özlü

sözleri duvarları süslüyor. “

SEVR

ANTLAŞMASI’NA GÖRE OSMANLI DEVLETİ’NİN PAYLAŞILMA HARİTASI

“Milli

Mücadele döneminin etkin isimlerinin büyük boy çerçeveli fotoğrafları,

Atatürk’ün çeşitli dönemlerdeki fotoğrafları, büstü, Kurtuluş Savaşı’na katılan

birlikler ve komutanların isimlerinin yazılı olduğu levhalar, Kurtuluş

Savaşı’nın kazanılmasını sağlayan asker ya da sivil kahramanlardan yirmisinin

büstü ve kısa öz geçmişleri, Sevr Antlaşması’na göre Osmanlı Devleti’nin

paylaşılma haritası, Kuvayı Milliye Bölümü, Basın Bölümü, Kongreler Bölümü,

TBMM’nin Açılışı, İç İsyanlar Bölümü, Çukurova, Antep, Maraş, Urfa ve Trakya’da

Milli Mücadele Bölümü, Kurtuluş Yıllarında ve Atatürk Dönemi’nde Türk Hava

Kuvvetleri, Kazanılan Zaferler; Mudanya Mütarekesi, Lozan Antlaşması belgeleri,

Siyasal Devrimler; Hukuk, Kadın Hakları ve Soyadı Devrimleri, Bayındırlık ve

Ulaştırma Bölümü, İç ve Dış Siyasi Olayların anlatıldığı bölüm, Atatürk'ün

öğrenim gördüğü Manastır Askeri İdadisi’nin, Sivas ve Erzurum Kongre binaları

ile Birinci T.B.M.M. binalarının ve Sarı Zeybek gemisinin maketleri, o

dönemlere ait fotoğraflar, daktilolar, telefonlar, posta tartma terazisi,

kumbaralar ve çok daha fazlası müzenin üçüncü bölümünde sergileniyor.”

BALMUMU

HEYKELİ, KÖPEĞİ FOKS

“Cumhuriyet

Kulesi ile Müdafaa-i Hukuk Kulesi arasında yer alan dördüncü ve son bölümünde

ise tonozlu galerilerin bitimindeki Cumhuriyet Kulesi’nde “Fikir ve Düşünce

Adamı ATATÜRK” fikrinden yola çıkılarak hazırlanan “Çalışma Masası’nda ATATÜRK”

kompozisyonu yer alıyor. Eskişehir Belediye eski Başkanı Prof. Dr. Yılmaz

Büyükerşen tarafından yapılan Atatürk’ün Çankaya Köşkü’ndeki çalışma masasında

oturur şekilde yer aldığı orijinal boyutlardaki bal mumu heykeli ve en sevdiği

köpeklerinden Foks’un doldurulmuş bedeni yer alıyor. Müzenin bitimi olan bu

kulenin çıkışında da hediyelik eşyalar ziyaretçilere sunuluyor.”

KİTAPLARINI

OKURKEN ALTINI ÇİZDİĞİ VE NOTLAR ALDIĞI KISIMLAR

“Müdafaa-i

Hukuk Kulesi’nde de okumaya büyük önem veren Atatürk’ün özel kitaplığında

bulunan Türk ve İslam tarihi, dil, edebiyat, sosyal bilimler, bilim ve teknik

konularındaki Türkçe, Osmanlıca, Latince, Yunanca, İngilizce, Fransızca,

Almanca, Rusça, Romence, Arapça, Farsça, Slav dillerindeki toplam 3 bin 123

kitabı, kitaplarını okurken altını çizip notlar aldığı kısımlardan örnekler ve

yaşamının her döneminde kitapla bütünleşen, okuma sevgisinin kendisine

sağladığı bilgi birikimiyle de kaleme aldığı eserleri sergileniyor. Atatürk'ün

kitaplarını okurken altını çizdiği ve notlar aldığı kısımlar müzeyi gezen

ziyaretçileri oldukça etkiliyor.”

NAAŞI

TAŞIYAN TOP ARABASI HÜZÜNLENDİRİYOR

Anıt

Kompleks’in “Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi” dışındaki diğer kulelerinden de

bahseden Rehber Güntaş kuleler hakkında şu bilgileri verdi:

“Anıtkabir’in

girişi sayılan Aslanlı Yol’un hemen başındaki ‘Hürriyet ve İstiklâl Kuleleri

ziyaretçileri karşılayan ilk iki kule. Bu kulelerin önlerinde Cumhuriyet’in

getirdiği en önemli yeniliklerden biri olan ‘Eşitlik’i sembolize eden eşit

ebatlardaki kadın ve erkek heykel grupları konumlanıyor. Aslanlı Yol’un sağ

başındaki İstiklal Kulesi'nin önündeki ulusal giysiler giymiş üç kadından

oluşan heykel grubu, ‘Türk kadınlarının Atatürk'ün ölümünden duydukları derin

acıyı’ ifade ediyor. İstiklal Kulesi’nin içerisinde Atatürk'ün naaşını 19 Kasım

1938'de İstanbul Dolmabahçe Sarayı'ndan alarak Sarayburnu'nda donanmaya teslim

eden top arabası sergileniyor. Duvar kabartmalarında ise güç, istiklal ve

bağımsızlığı anlatan figürler bulunuyor.”

‘SARI

ZEYBEK’ TEKNESİ HÜRRİYET KULESİ’NDE SERGİLENİYOR

“Aslanlı

Yol'un sol başında bulunan Hürriyet Kulesi’nin önündeki, üç erkekten oluşan

heykel grubu ise, ‘Türk erkeklerinin Atatürk'ün ölümünden duydukları derin

acıyı’ anlatıyor. Hürriyet Kulesi’nin içerisinde Atatürk’ün Çubuk Barajı

Gölü’nde gezinti için kullandığı ‘Sarı Zeybek’ teknesi sergileniyor. İçerdeki

kabartmalarda da hürriyet ve bağımsızlığı sembolize ediyor. Aslanlı Yol’un

bitiminin sağ tarafında yükselen Mehmetçik Kulesi’nin dış yüzeyindeki

kabartmada; cepheye gitmekte olan Mehmetçiğin evinden ayrılışı ifade ediliyor.

Kule içerisinde 60 kişi kapasiteli ‘Sinevizyon Salonu’ bulunuyor.

Atatürk ve Anıtkabir ile ilgili belgesel filmler gösteriliyor.”

ATATÜRK'ÜN

KULLANDIĞI ARAÇLARI

“Zafer

Kulesi ile Barış Kuleleri’nin içinde Atatürk'ün 1935-1938 yılları arasında

kullandığı Lincoln marka tören ve makam otomobilleri sergileniyor. Barış

Kulesi’nin iç duvarında Atatürk'ün "Yurtta Barış, Dünyada Barış"

ilkesini dile getiren bir kabartma kompozisyonu yer alıyor. Zafer Kulesi’nin

duvarlarında da Atatürk'ün en önemli üç zaferinin tarihi ve zaferle ilgili özlü

sözleri yazılı.

23

Nisan Kulesi’nde ise Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında kullandığı Cadillac

marka özel otomobili sergileniyor. İç duvarında 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük

Millet Meclisi'nin açılışını temsil eden bir kabartma yer alıyor.”

İSMET

İNÖNÜ'NÜN LAHTİ

“Barış

ve Zafer Kuleleri arasında yanları açık sütunların oluşturduğu galerinin

ortasında 1973 yılında vefat eden Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı, Türk

Milli Mücadelesi’nin Batı Cephesi komutanı ve ikinci Cumhurbaşkanı İsmet

İnönü'nün sembolik lahdi, alt katta da Mezar Odası bulunuyor.”

ASLANLI

YOL

“Anıtkabir’in

girişi sayılan 262 metre uzunluğundaki Aslanlı Yol'un sağ ve sol tarafında

12’şer adetten toplam 24 aslan heykeli yer alıyor. Hitit dönemine ait Maraş

Aslanı adı verilen heykelden esinlenilerek yapılan Aslan heykelleri ‘24 Oğuz

Boyu’nu, aslanların çift olması ‘Türk milletinin birlik, beraberlik ve

bütünlüğünü’, kedi gibi yatar pozisyonda olmaları ise ‘kuvvet, sükunet ve

barışseverliği’ temsil ediyor. Aslanlı Yol’un taşları, Ata’nın huzuruna

çıkanların ‘başının öne eğik’ ve saygılı şekilde olması için 5 santimlik çim

boşluğu bırakılan asimetrik taşlarla döşeli. Aslanlı Yol boyunca, Atatürk'ün

önemli sözleri ve değerli vatanseverlik hikayeleriyle donatılmış anıtsal taşlar

yer alıyor.”

TÖREN

MEYDANI 15 BİN KİŞİ KAPASİTELİ

“Aslanlı

Yol’un sonunda yer alan 15 bin kişi kapasiteli Tören Meydanı, konum açısından

TBMM ve Ankara Kalesi’nin kesiştiği bölgeye denk geliyor. Alanın zemini siyah,

kırmızı, sarı ve beyaz renkte traverten taşlardan oluşan 373 adet halı ve kilim

deseniyle bezeli. Anıtkabir'in Çankaya yönündeki 28 basamaklı tören meydanına

giriş merdivenlerinin ortasında, tek parçalı yüksek bir direk üzerinde Türk

bayrağı dalgalanıyor. Amerika'da özel olarak yaptırılan 33.53 m.

yüksekliğindeki bu direk, Avrupa'daki tek parça çelik bayrak direklerinin en

yükseği. Amerika'da yaşayan Türk asıllı Amerikan vatandaşı Nazmi Cemal

tarafından, kendi bayrak direği fabrikasında imal edilerek Anıtkabir'e hediye

edilmiş. Bayrak direğinin kaidesinde yer alan kabartmada; meşale Türk medeniyetini,

kılıç taarruz gücünü, miğfer savunma gücünü, meşe dalı zaferi, zeytin dalı ise

barışı simgeliyor. Türk bayrağı, ulusumuzun yurdunu savunma, zafer kazanma,

barışı koruma ve uygarlık kurma gibi yüce değerleri üzerinde dalgalanıyor.”

PEYZAJ,

YABANCI ÜLKELERDEN VE ANADOLU’NUN ÇEŞİTLİ ŞEHİRLERİNDEN GETİRİLEN FİDANLARLA

Atatürk’ün

‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ özdeyişinden ilham alınarak tasarlanan ‘Barış Parkı’

hakkında da bilgiler veren Rehber Aygül Güntaş, “Çeşitli ülkelerden ve

Türkiye’nin dört bir yanından gelen fidan ve tohumlarla yeşillendirilen Barış

Parkı, Türkiye’de ve dünyada farklılıkların uyum içinde yaşamını simgeliyor.

Barış Parkı'nda yurt dışından Afganistan, A.B.D., Almanya, Avusturya, Belçika,

Çin, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hindistan, Irak, İngiltere, İspanya,

İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Kıbrıs, Mısır, Norveç, Portekiz,

Yugoslavya ve Yunanistan'dan, yurt içinden ise Çubuk Barajı Fidanlığı,

Eskişehir, İstanbul, Samsun, Anıtkabir, Ankara, Atatürk Orman Çiftliği ve

Çankırı Orman Fidanlıkları’ndan getirilen 104 ayrı türden yaklaşık 48 bin 500 adet

süs ağacı, ağaççık ve süs bitkisi bulunuyor.” diyerek sözlerini noktaladı.

HER

AYRINTISINDA ÜLKEMİZ YENİDEN KURULURKEN YAŞANAN ZORLUKLAR VAR

Anıtkabir,

Atamız'ın aziz naaşını korurken, ülkemizin yeniden kurulma aşamasında yaşanan

zorlukların her ayrıntıda karşımıza çıktığı özenli tasarımıyla ve müzesinde

sergilenen değerleriyle ziyaretçilerini büyülüyor. Vatanın düşman işgalinden

kurtuluşuna giden yolda gerek dünya tarihinin gerekse milli tarihimizin

kaydettiği en büyük ve en şanlı mücadelelerin sahnelendiği Milli Mücadele

dönemini anlatan ‘Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde bu toprakların ne

zorluklarla vatan toprağı yapıldığına, 7’den 70’e tüm milletin birlik ve

beraberlik içinde mücadeleye katkı sunduğuna şahit oluyor, Atamızın hayatının

her anında sadece ülkesini düşünüp, her adımını bu doğrultuda attığını

gözlemliyorsunuz.

BOĞAZINIZ

DÜĞÜMLENİYOR, GÖZLERİNİZ NEMLENİYOR

Atamız'ın

günlük hayatını bize getiren eşyaları, olmazsa olmazı kitapları, kitaplarını

okurken altını çizdiği ve notlar aldığı sayfaları, yazdığı eserleri, kullandığı

arabaları, dünyaya gözlerini açtığı ‘Selanik Atatürk Evi, siyasi

düşüncelerinin, hürriyet ve bağımsızlık fikirlerinin oluşmasında ve

milliyetçilik anlayışında etkili olan okulu Manastır Askeri İdadisi, silah

arkadaşlarıyla beraber 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ulaştıran ve Türk Milli

Mücadelesi’nin Anadolu üzerinden başlatılmasında çok önemli bir görevi yerine

getiren Bandırma Vapuru ile Büyük Önder’in “Bir çocuk oyuncağını bekler gibi bu

yatı beklemiştim” dediği ancak hastalığı nedeniyle ancak yedi hafta

geçirebildiği Savarona Yatı’nın maketlerini, son yolculuğuna uğurlandığı

araçlar; Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumduktan sonra naaşı

Sarayburnu'na kadar taşıyan top arabası Zafer Muhribi’ni, ardından İzmit’e

kadar nakleden Yavuz Zırhlısı ve son olarak da naaşı buradan teslim alıp

Ankara’ya ulaştıran Atatürk’ün çıktığı yurt gezilerinde sıkça kullandığı Beyaz

Tren’in maketlerini görünce, hele ki sesini duyunca boğazınızın düğümlenmesine,

gözlerinizin nemlenmesine, içinizde depreşen özleme ve Atatürk’e olan

bağlılığınızın daha da artmasına engel alamıyorsunuz.

AKLIMIZDA

FİKİRLERİN KALBİMİZDE SEVGİNLE İZİNDEYİZ !

İlke

ve devrimlerinin gönüllü ve azimli birer koruyucusu olmaktan büyük bir onur

duyarak, ışığınla aydınlattığın yolunda ilerlemeye devam ediyoruz, huzurla uyu

‘Ata’m. Biliyor musun? her yaştan, her kesimden insanlarımız aramızdan

ayrılışının üzerinden onlarca yıl bile geçse seni huzurunda yine büyük bir

heyecan, sevgi, saygı ve minnetle anmaktan sonsuz gurur duyuyor. Dün olduğu

gibi bugün de yarınlarda da gösterdiğin aydınlık yolda, ilke ve inkılaplarının

ışığında ilerlemeye devam ediyoruz. Aklımızda fikirlerin, kalbimizde sevgin

hiçbir zaman bitmeyecek, her zaman yüreklerimizde yaşayacaksın! Ruhun şad

olsun…

Fulya

OMAÇ / ANKARA

Orijinal Haber

Login and/or register to view page statistics