Kapıkırı
Mahallesi'ndeki antik kentte 4 yıl önce başlayan kazı çalışması, Prof. Dr.
Zeliha Gider Büyüközer'in bilimsel danışmanlığında 12 ay kesintisiz sürüyor.
Günümüze
ulaşan tarihi yapılarıyla turistlerin yeni rotası haline gelen Herakleia Antik
Kenti, gün ışığına çıkarılan eserleriyle de yüzlerce yıl öncesi yaşama ilişkin
ipuçları veriyor.
Kazılarda
gün ışığına çıkarılan figürlü mozaik, kandil, pati izi olan tuğlalar ve insan
yanına gömülü hayvan iskeletlerinin olduğu mezarlar, 2 bin yıl önce
Herakleia'da yaşayanların hayvan ve doğa sevgisine dair gösterge olarak
değerlendiriliyor.
Latmos
ve Herakleia Kazısı Başkanı Prof. Dr. Zeliha Gider Büyüközer, AA muhabirine,
Herakleia'nın ve çevresindeki Latmos coğrafyasının 500 milyon yıllık jeolojik
geçmişiyle ve doğal peyzajıyla olağanüstü olduğunu söyledi.
Herakleialıların
yapıları inşa ederken tahrip etmedikleri doğayı son derece verimli
kullandıklarını ifade eden Büyüközer, "Arkeolojik kazılar,
Herakleialıların doğa ile iç içe yaşadıklarını, hayvanları yaşamlarının
ayrılmaz bir parçası olarak kabul ettiklerini ve bu sevgiyi sanatla,
ritüellerle ortaya koyduklarını gösteriyor. Doğal sağlam kayaçları binalarının
bir parçası haline getiren bu antik halk, aynı zamanda çevreyle uyumlu,
dayanıklı yapılar inşa etmiş. Antik kentteki bu yapılar doğayla uyum içinde bir
yaşam sürüldüğünün en büyük göstergesidir." diye konuştu.
"Köpekleri
ile yan yana gömülmüşler"
Herakleia'da
2022 yılındaki kazılarda, güney Helenistik kule yanındaki mezarlıkta insan
yanına gömülü köpeğe rastladıklarını anlatan Büyüközer, "Bu,
Herakleialıların evcil hayvanlarına verdiği önemin bir yansıması. Bireylerin
öbür dünyada da köpekleriyle birlikte olmayı tercih etmeleri, köpeklerin ne
kadar değerli olduğunu ve onlarla kurdukları bağın ne kadar güçlü olduğunu
gösteriyor. Yine kazılarda Roma hamamındaki pek çok kiremit tuğlanın üzerinde
köpeklere ait pati izlerine rastladık." ifadelerini kullandı.
Yaklaşık
2 bin yıllık pati izlerinin tuğlaların kalıplara döküldükten sonra güneş
altında kurutulmak üzere açık alanda serildiği sırada evcil hayvanların
tuğlaların üzerine basmasıyla oluştuğunu anlatan Büyüközer, pati izlerinin
Herakleialıların hayvanları ne kadar çok sevdiğini ve onlarla iç içe bir yaşam
sürdüklerini kanıtladığını belirtti.
Tarihi
yapılarda ortaya çıkarılan mozaiklerde farklı hayvan figürlerinin dikkati
çektiğini ifade eden Büyüközer, şöyle konuştu:
"Kazılarda
ele geçirilen görseller, Herakleialıların çevrelerindeki hayvanları ne kadar
iyi tanıdığını ve onlara olan ilgilerini bir kez daha ön plana çıkardığını
görüyoruz. Bitkisel bezekler ve hayvan figürlerinin sıkça yer aldığı seramikler
ve kandiller de bu halkın doğaya ve hayvanlara olan sevgisini gösteren bir
diğer önemli buluntu. Herakleialıların, yaşadıkları doğayı ve hayvanları sadece
yaşam alanlarının bir parçası olarak görmekle kalmayıp, doğayı ve hayvanları
sanatla da taçlandırdıkları görülüyor."
Büyüközer,
Herakleia ve Latmos bölgesindeki insanların doğaya ve hayvanlara olan
sevgisinin nesilden nesile aktarıldığını sözlerine ekledi. (AA)
Login and/or register to view page statistics