Farklı
ülkelerde çeşitli turizm görevlerinde bulunan, Türkiye turizminde 46 yılını
tamamlayan, merkezi Almanya’da yer alan Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği
Genel Sekreteri ve aynı zamanda Türk-Alman turizm uzmanı Hüseyin Baraner,
yaptığı basın açıklamasında Türk turizminin ekonomik ve jeopolitik zorluklarını
değerlendirdi. Baraner, açıklamasında Bolu Kartalkaya’da 78 kişiye mezar olan
Otel yangınındaki güvenlik açığının uluslararası arenada yürütülen güvenli
turizm çalışmalarındaki inandırıcılığımızı kaybetmemize neden olduğuna, güvenli
otel, güvenli gıda ve güvenli içkinin önemine değinerek, yapılan en küçük
hatanın yıl bazında küresel pazarlarda Türkiye’ye verdiği kaybın milyar Dolar
ve milyar Euro’ları bulabileceğine, artık sayın bakanım, sayın valim, sayın
başkanım devrinin bitmesi gerektiğine dikkat çekti. Küresel Turizm şahlanırken
Türk Turizmi’nin güncel tehlikelerle karşı karşıya olduğunu belirterek, Türk
Turizmi’ndeki umut ve gerçekleri paylaştı.
TURİZMDEKİ
SORUNLAR YARINLARIMIZI TEHDİT EDEN SAATLİ BOMBALAR HALİNE GELMESİN
Turizm
duayeni Baraner yaptığı basın açıklamasında şu yorumlarda bulundu:
“Küresel
turizm, 2025 yılına dair umut verici tahminlerle yeniden şahlanıyor. Birleşmiş
Milletler Turizm Örgütü (UN Tourism), gelecek yıl için turist sayılarında yüzde
3 ila yüzde 5 artış öngörüyor. Ancak, dikkat! Bu olumlu beklentilerin
gölgesinde Türk turizminin farklı bir hikaye ile karşı karşıya kalacağını
unutmamalıyız. Bunlar “Ekonomik ve Jeopolitik Zorluklar.” Türkiye global turizm
akışında kendi tehlikelerini yaratan özel bir ülke durumunda. Her ne kadar
ekonomik ve jeopolitik zorluklarla yaşamaya alışkın olsak da, Türk turizminin
tehditleri sadece bunlarla sınırlı değil. Artan maliyetler ve çevresel
sorunlar, sektörümüzü zor duruma sokmakta. Ancak daha acil müdahale gerektiren
başka sorunlar var. Aksi takdirde, her biri yarınlarımızı tehdit eden adeta
saatli bombalar haline gelecek.”
OTEL YANGINI
TÜRK TURİZMİNDE BİR DÖNÜM NOKTASIDIR
Kartalkaya’daki
Otel Yangını’nı “Bir Miladın İfadesi” olarak değerlendiren Baraner konuyla
ilgili şunları söyledi:
“Para hırsı
sarmış birkaç uyanık cahil otelci, sektörümüzü sırtından hançerledi ve tüm
sektörümüzün büyük acılar ile uyanmasına vesile oldu. Kartalkaya’daki Otel
yangını, Türk turizminde bir dönüm noktasıdır. Her yıl hızla büyüyen
sektörümüzün altyapısının bazı noktalarda ne denli yetersiz olduğunu görmek,
biz turizmcileri derinden yaraladı ve tedirgin etti.”
ULUSLARARASI
ARENADA YÜRÜTTÜĞÜMÜZ GÜVENLİ TURİZM ÇALIŞMALARINDA İNANDIRICILIĞIMIZI KAYBETTİK
“Dünya
çapında birinci ligde oynayan Türk turizm sektöründe nasıl böyle bir otel hala
aktif olarak çalışabilir ve müşteri kabul edebilir durumda olmasını anlamak
mümkün değil. Ve en tuhafı kimsenin sorumluluk üstlenmemesi. Sorumlu kim bunu
bilmek istiyoruz? Bu güvenlik açığı, uluslararası arenada yürüttüğümüz güvenli
turizm çalışmaları bakımından da inandırıcılığımızı kaybetmemize neden oldu.
Halbuki son yıllarda özellikle güvenli turizmde ne kadar yol almıştık ve bunun
PR’nı dünyada ne kadar başarılı yapıp sadece bu sebepten dolayı milyonları
Türkiye’ye çekmeye başarmışken, milyonlarca iyi niyetli, namuslu, ahlaklı,
çalışkan Türk turizm emekçilerinin şevkini de kırmış oldu. Hayatını kaybedenler
hepsi birbirinden değerli insanlarımız için derin bir üzüntü duyarak, onlara
Allah’tan rahmet dilerken bu olayın gelecek için bir dönüm noktası olmasını
umuyoruz.”
TÜRKİYE’YE
KARŞI ULUSAL SEYAHAT UYARILARI YAPILMAYA BAŞLADI
Türk
turizminin göz ardı edilemeyecek tehlikelerle karşı karşıya olduğuna dikkat
çeken Turizm Duayeni Baraner, sadece otel yangınlarının değil, diğer birçok
tehlikenin de kapıda olduğunu vurgulayarak, “Güvenlik endişeleri, sahte alkol
vakaları ve tarım ürünlerinde pestisit kalıntıları gibi aşırı zehirli gübreleme
sorunları, dünya basınında yer almaya başladı. İlk ulusal seyahat uyarıları
yapılmaya başladı. Bu geldiğimiz durumda, artık sayın bakanım, sayın valim,
sayın başkanım devri bitmeli. Herkes işini yapmalı, raporlamalı ve şeffaf bir
şekilde kamuoyuna sunmalı.” diye konuştu.
KENDİ
AYAĞINA SIKAN TEK SEKTÖR BİZ OLMAYALIM
“Global
turizmin bu yoğun rekabetinde acımasız pazarlama ve satış taktiklerinin piyasa
savaşlarına dönüştüğü küresel pazarlarda kendi ayağına sıkan tek sektör biz
olmayalım.” diye sözlerine devam eden Baraner, “Unutmamalıyız ki, Türk turizmi
öyle büyüdü ki yapılan en küçük hatanın yıl bazında küresel pazarlarda
Türkiye’ye verdiği kayıp bile milyar Euro‘yu bulabiliyor! Sarsılıp kendimize
gelmeliyiz! Tüm kurumlarımız, bakanlığımız, yerel otoriteler, dernekler
siyasete boyanmış durumda; herkes dostunu kolluyor. Ancak yaşananlar bize
gösteriyor ki, bugünkü dünya Konjektöründe güvenlik, sağlık ve savunma
konularında siyaseti tamamen bir kenara atıp, el ele verip çalışmazsak, her
zamanki gibi yine bütün Türkiye’mizin kaybettiğini şahit olacağız. Bunu birçok
defa yaşadık ama artık yaşamak istemiyoruz ve yüksek sesle ivedilikle
haykırarak, Sektör çalışanları olarak; GÜVENLİ OTEL, GÜVENLİ GIDA ve GÜVENLİ
İÇKİ talep ediyoruz!” dedi.
İLGİLİ TÜM
KURUMLAR SEKTÖRÜN GELECEĞİ VE BEKASI İÇİN ELE ELE VERMELİ
Turizm
sektörünün kıdemli isimlerinden Baraner sözlerini şöyle noktaladı:
“Ulusal Bir
Adım Atmalıyız! Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, valiliklerin,
belediyelerin, TÜRSAB’ın, Türofed’in, TÜROB, TTYD’nin ve ilgili tüm kurumların
siyaseti bir kenara bırakarak sektörün geleceği ve bekası için yeni bir denetim
otomasyonu kurması gerekiyor. Masaya oturup teknik çalışmalar yapmalı ve
birbirlerini desteklemeliler. Maalesef yukarıda bahsedilen kurumların hiçbiri
bu ‘kritik kabul etmiyor!’ Ben şahsen çok defa yaşadım ‘tenkit edeni’ hemen
dışlıyorlar ve ilişkiyi kesiyorlar. Bu anlamda, aralarında hiçbir fark yok.
Oysa hepimiz biliyoruz ki, el ele verip özellikle konaklama vergisinin
belediyelere aktarılması için siyasi çaba gösterseydik, bu durumu
gerçekleştirebilirdik. Tüm dünyada olduğu gibi konaklama vergisinin önemini
artık görüyoruz. Destinasyonların altyapı ve güvenlik yükünü, belediyelerin
konaklama vergisi almadan kaldırmasının mümkün olmadığını anlayabiliyoruz.
Özellikle bu yıl, TGA’da toplanan paraların bir kısmının sahil
belediyelerindeki itfaiye ve yangın söndürme teknolojilerine yatırılması,
ileride daha sürdürülebilir bir tanıtım hizmeti sunmamıza yardımcı olacaktır.”
Fulya
OMAÇ / İzmir
Login and/or register to view page statistics