Türkiye, Global Turizm Akışında Kendi Tehlikelerini Yaratan Özel Bir Ülke Durumunda

Küresel Turizm Şahlanırken Türk Turizminin Güncel Tehlikeleri.. Türk Turizminde Umut ve Gerçekler...

Tourexpi 17.02.2025 00:00 17.02.2025 00:00

Farklı

ülkelerde çeşitli turizm görevlerinde bulunan, Türkiye turizminde 46 yılını

tamamlayan, merkezi Almanya’da yer alan Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği

Genel Sekreteri ve aynı zamanda Türk-Alman turizm uzmanı Hüseyin Baraner,

yaptığı basın açıklamasında Türk turizminin ekonomik ve jeopolitik zorluklarını

değerlendirdi. Baraner, açıklamasında Bolu Kartalkaya’da 78 kişiye mezar olan

Otel yangınındaki güvenlik açığının uluslararası arenada yürütülen güvenli

turizm çalışmalarındaki inandırıcılığımızı kaybetmemize neden olduğuna, güvenli

otel, güvenli gıda ve güvenli içkinin önemine değinerek, yapılan en küçük

hatanın yıl bazında küresel pazarlarda Türkiye’ye verdiği kaybın milyar Dolar

ve milyar Euro’ları bulabileceğine, artık sayın bakanım, sayın valim, sayın

başkanım devrinin bitmesi gerektiğine dikkat çekti. Küresel Turizm şahlanırken

Türk Turizmi’nin güncel tehlikelerle karşı karşıya olduğunu belirterek, Türk

Turizmi’ndeki umut ve gerçekleri paylaştı.

TURİZMDEKİ

SORUNLAR YARINLARIMIZI TEHDİT EDEN SAATLİ BOMBALAR HALİNE GELMESİN

Turizm

duayeni Baraner yaptığı basın açıklamasında şu yorumlarda bulundu:

“Küresel

turizm, 2025 yılına dair umut verici tahminlerle yeniden şahlanıyor. Birleşmiş

Milletler Turizm Örgütü (UN Tourism), gelecek yıl için turist sayılarında yüzde

3 ila yüzde 5 artış öngörüyor. Ancak, dikkat! Bu olumlu beklentilerin

gölgesinde Türk turizminin farklı bir hikaye ile karşı karşıya kalacağını

unutmamalıyız. Bunlar “Ekonomik ve Jeopolitik Zorluklar.” Türkiye global turizm

akışında kendi tehlikelerini yaratan özel bir ülke durumunda. Her ne kadar

ekonomik ve jeopolitik zorluklarla yaşamaya alışkın olsak da, Türk turizminin

tehditleri sadece bunlarla sınırlı değil. Artan maliyetler ve çevresel

sorunlar, sektörümüzü zor duruma sokmakta. Ancak daha acil müdahale gerektiren

başka sorunlar var. Aksi takdirde, her biri yarınlarımızı tehdit eden adeta

saatli bombalar haline gelecek.”

OTEL YANGINI

TÜRK TURİZMİNDE BİR DÖNÜM NOKTASIDIR

Kartalkaya’daki

Otel Yangını’nı “Bir Miladın İfadesi” olarak değerlendiren Baraner konuyla

ilgili şunları söyledi:

“Para hırsı

sarmış birkaç uyanık cahil otelci, sektörümüzü sırtından hançerledi ve tüm

sektörümüzün büyük acılar ile uyanmasına vesile oldu. Kartalkaya’daki Otel

yangını, Türk turizminde bir dönüm noktasıdır. Her yıl hızla büyüyen

sektörümüzün altyapısının bazı noktalarda ne denli yetersiz olduğunu görmek,

biz turizmcileri derinden yaraladı ve tedirgin etti.”

ULUSLARARASI

ARENADA YÜRÜTTÜĞÜMÜZ GÜVENLİ TURİZM ÇALIŞMALARINDA İNANDIRICILIĞIMIZI KAYBETTİK

“Dünya

çapında birinci ligde oynayan Türk turizm sektöründe nasıl böyle bir otel hala

aktif olarak çalışabilir ve müşteri kabul edebilir durumda olmasını anlamak

mümkün değil. Ve en tuhafı kimsenin sorumluluk üstlenmemesi. Sorumlu kim bunu

bilmek istiyoruz? Bu güvenlik açığı, uluslararası arenada yürüttüğümüz güvenli

turizm çalışmaları bakımından da inandırıcılığımızı kaybetmemize neden oldu.

Halbuki son yıllarda özellikle güvenli turizmde ne kadar yol almıştık ve bunun

PR’nı dünyada ne kadar başarılı yapıp sadece bu sebepten dolayı milyonları

Türkiye’ye çekmeye başarmışken, milyonlarca iyi niyetli, namuslu, ahlaklı,

çalışkan Türk turizm emekçilerinin şevkini de kırmış oldu. Hayatını kaybedenler

hepsi birbirinden değerli insanlarımız için derin bir üzüntü duyarak, onlara

Allah’tan rahmet dilerken bu olayın gelecek için bir dönüm noktası olmasını

umuyoruz.”

TÜRKİYE’YE

KARŞI ULUSAL SEYAHAT UYARILARI YAPILMAYA BAŞLADI

Türk

turizminin göz ardı edilemeyecek tehlikelerle karşı karşıya olduğuna dikkat

çeken Turizm Duayeni Baraner, sadece otel yangınlarının değil, diğer birçok

tehlikenin de kapıda olduğunu vurgulayarak, “Güvenlik endişeleri, sahte alkol

vakaları ve tarım ürünlerinde pestisit kalıntıları gibi aşırı zehirli gübreleme

sorunları, dünya basınında yer almaya başladı. İlk ulusal seyahat uyarıları

yapılmaya başladı. Bu geldiğimiz durumda, artık sayın bakanım, sayın valim,

sayın başkanım devri bitmeli. Herkes işini yapmalı, raporlamalı ve şeffaf bir

şekilde kamuoyuna sunmalı.” diye konuştu.

KENDİ

AYAĞINA SIKAN TEK SEKTÖR BİZ OLMAYALIM

“Global

turizmin bu yoğun rekabetinde acımasız pazarlama ve satış taktiklerinin piyasa

savaşlarına dönüştüğü küresel pazarlarda kendi ayağına sıkan tek sektör biz

olmayalım.” diye sözlerine devam eden Baraner, “Unutmamalıyız ki, Türk turizmi

öyle büyüdü ki yapılan en küçük hatanın yıl bazında küresel pazarlarda

Türkiye’ye verdiği kayıp bile milyar Euro‘yu bulabiliyor! Sarsılıp kendimize

gelmeliyiz! Tüm kurumlarımız, bakanlığımız, yerel otoriteler, dernekler

siyasete boyanmış durumda; herkes dostunu kolluyor. Ancak yaşananlar bize

gösteriyor ki, bugünkü dünya Konjektöründe güvenlik, sağlık ve savunma

konularında siyaseti tamamen bir kenara atıp, el ele verip çalışmazsak, her

zamanki gibi yine bütün Türkiye’mizin kaybettiğini şahit olacağız. Bunu birçok

defa yaşadık ama artık yaşamak istemiyoruz ve yüksek sesle ivedilikle

haykırarak, Sektör çalışanları olarak; GÜVENLİ OTEL, GÜVENLİ GIDA ve GÜVENLİ

İÇKİ talep ediyoruz!” dedi.

İLGİLİ TÜM

KURUMLAR SEKTÖRÜN GELECEĞİ VE BEKASI İÇİN ELE ELE VERMELİ

Turizm

sektörünün kıdemli isimlerinden Baraner sözlerini şöyle noktaladı:

“Ulusal Bir

Adım Atmalıyız! Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, valiliklerin,

belediyelerin, TÜRSAB’ın, Türofed’in, TÜROB, TTYD’nin ve ilgili tüm kurumların

siyaseti bir kenara bırakarak sektörün geleceği ve bekası için yeni bir denetim

otomasyonu kurması gerekiyor. Masaya oturup teknik çalışmalar yapmalı ve

birbirlerini desteklemeliler. Maalesef yukarıda bahsedilen kurumların hiçbiri

bu ‘kritik kabul etmiyor!’ Ben şahsen çok defa yaşadım ‘tenkit edeni’ hemen

dışlıyorlar ve ilişkiyi kesiyorlar. Bu anlamda, aralarında hiçbir fark yok.

Oysa hepimiz biliyoruz ki, el ele verip özellikle konaklama vergisinin

belediyelere aktarılması için siyasi çaba gösterseydik, bu durumu

gerçekleştirebilirdik. Tüm dünyada olduğu gibi konaklama vergisinin önemini

artık görüyoruz. Destinasyonların altyapı ve güvenlik yükünü, belediyelerin

konaklama vergisi almadan kaldırmasının mümkün olmadığını anlayabiliyoruz.

Özellikle bu yıl, TGA’da toplanan paraların bir kısmının sahil

belediyelerindeki itfaiye ve yangın söndürme teknolojilerine yatırılması,

ileride daha sürdürülebilir bir tanıtım hizmeti sunmamıza yardımcı olacaktır.”

Fulya

OMAÇ / İzmir

Orijinal Haber

Login and/or register to view page statistics